Alkol Bağımlılığı

Alkol nedir ve bedeni nasıl etkiler?

Etil alkol (etanol), içeceklerde kullanılan tek alkol türüdür; tahıl ve meyve fermantasyonu ile üretilir. Fermentasyon maya, şeker ve nişastalı besinlerin çeşitli aşamlarda yer aldığı kimyasal bir süreçtir.

 

Alkol vücuda alındığından itibaren hızlı bir biçimde mide ve ince bağırsakta absorbe edilerek kana karışır. Enzimler yoluyla karaciğerde metabolize olur. Bununla birlikte, karaciğer her seferinde alınan alkolün yalnızca bir miktarını metabolize edebilir, fazlası vücutta dolaşmayı sürdürür. Bu yüzden alkolün vücuttaki etkisinin yoğunluğu tüketilen alkol miktarıyla doğrudan ilişkilidir.

 

Alkol, hayati fonksiyonları yavaşlatan bir depresan olarak sınıflandırılır. Peltekleşen konuşma, dengesiz hareketler, bozulmuş bir algı, hareketlerin yavaşlaması, duyma ve görmede azalma ile karakterizedir.

 

Rasyonel düşünme becerisini ve karar mekanızmasını bozar.

 

Her ne kadar depresan olarak sınıflandırılmış olsa da tüketilen alkol miktari kişi üzerindeki etkisi açısından belirleyicidir. Birçok kişi alkolü uyarıcı etkisinden dolayı gevşemek için almaktadır. Ancak kişi vücudunun baş edebileceğinden daha fazla miktarda alkol alırsa alkolün depresan etkisi açığa çıkmakta, kişi aptal gibi hissetmeye, koordinasyonunu ve kontrolünü kaybetmeye başlamaktadır.

 

Alkol alımı sonrası kan damarları genişler ve derideki gözenekler yoluyla ısu kaybedilir. Dışarısı çok soğukken yüksek miktarda alkol tüketmek donmaya ya da hipotermi sonucu ölüme sebep olabilir.

 

Ayrıca alkol, bazı ilaçlarla birlikte alındığında bedende zarar verici bir etkileşim yaratabilmektedir.

 

Alkolden nasıl etkileneceğimiz neye göre değişir?

Alkolün kişi üzerindeki etkisi birçok değişkene bağlıdır. Bunlardan bazıları:

  • Yaş
  • Cinsiyet,
  • Irk veya etnik köken,
  • Fiziksel durum (ağırlık vb.),
  • Alkol öncesi alınan gıda miktarı ve türü,
  • Alkolün ne kadar hızlı tüketildiği,
  • Uyuşturucu veya reçeteli ilaçların kullanımı,
  • Alkol sorunlarına dair aile öyküsüdür.

 

Kahve içme, hareket etme ya da soğuk duş alma ayılmaya yardımcı olmaz. Kandaki alkol miktarının ortadan kalkabilmesi için zaman gereklidir. Ne kadar zamanda toparlayacağı kişinin cinsiyetine, kilosuna, metabolizmasına ve karaciğer fonksiyonuna göre değişir.

 

Alkolizm ya da alkol bağımlılığı nedir?

Bir kişinin alkol bağımlılığı varsa, içmek için sürekli ve güçlü bir istek duyar. Aşerme (craving) adı verilen bu istek birçok alkolik tarafından psikolojik bağımlılık olarak adlandırılır. Kişi, alkol kullanımını durdurduğunda ya da azalttığında yoksunluk belirtileri olarak isimlendirilen rahatsızlık verici fiziksel ve psikolojik bazı belirtiler yaşar. Kişinin alkol kullanımı sonucu istediği hazzı yakalayabilmek için gitttikçe daha fazla alkol tüketmesi gerekir. Bunun sebebi toleransın gelişmesi sonucu vücudun artık aynı miktardaki alkole aynı tepkileri vermemesi, benzer şekilde hissedebilmek için daha fazla miktarda tüketime ihtiyaç duymasıdır. Alkol kullanımının olumsuz sonuçlarına rağmen kişi kendini durduramaz ve çoğunluklar planladığından daha fazla alkol tüketir.

İyi bir aile yaşantınız ve aktif bir sosyal hayatınız olması ya da iş yaşamında başarılı olmanız alkolik olmadığınızı göstermez. Alkol bağımlılığı diğer bağımlılık türleri gibi aşamalı olarak ilerleyen bir hastalıktır. Zaman zaman kontrolden çıkan alkol alımları gitgide kötüye kullanıma ve akabinde bağımlılığa dönüşebilir.

 

Alkol kötüye kullanımı nedir?

Kişi aşırıya kaçan miktarlarda alkol tüketiyorsa ve tüketimi sosyal, kişisel ve mesleki anlamda yaşamında sorunlara yol açmaya başladıysa kötüye kullanımdan söz etmek mümkündür. Aşırıya kaçan miktarda alkol kullanımı düzensiz bir biçimde gitse de kötüye kullanım olarak tanımlanır (bkz. Dipsomani). Kullanıma dair aşırı istek duymak ve fiziksel yoksunluk belirtileri yaşamaya başlamak hastalığın kötüye kullanımdan bağımlılığa dönüşmeye başladığının işaretidir.

 

Alkol kullanımının kontrolden çıkmaya başladığını gösteren işaretler:

Tüketilen alkol miktarı bazen makul ölçüde gibi görünse de kişin yaşamında problem yaratmaya başlayabilir. Bu noktada alarm sinyallerine kulak vermek önemlidir:

  • Alkol tüketiminizin zaman zaman sorun yarattığı oluyorsa (akşamdan kalıp işe gecikmek vb.)
  • Rahatlamak, sakinleşmek ya da daha rahat sosyalleşebilmek için alkol alıyorsanız,
  • Yalnızken ya da uygunsuz saatlerde alkol alıyorsanız,
  • Akşamdan kalmanın etkilerinin azaltmak için uyanır uyanmaz alkol alıyorsanız,
  • Planlamadığınız miktarda alkol alıyorsanız
  • Alkollüyken yaptıklarunızı hatırlamıyorsanız,
  • Alkollüyken yaptıklarınızdan pişmanlık duyuyorsanız
  • İçtiğiniz miktarı gizliyor ya da bu konuda uyarı geldiğinde öfkeleniyorsanız,
  • Alkol tüketiminize mazaret buluyorsanız.

 

Yukarıdakilerden birine bile evet cevabı vermeniz halinde alkol tüketim alışkanlıklaırnızı gözden geçirmeniz önemlidir. Birden fazla “evet” cevabı verilen durumlarda ise alkol problemi kuvvetle muhtemeldir. Böyle bir durumda daha fazla ilerlemeden bir uzmana danışmanızda fayda vardır.

 

Alkolün ne kadarı fazladır?

Her alkol alan kişi alkol bağımlısı değildir. Bununla birlikte alkolizmdeki belirleyici sanılanın aksine kişinin ne kadar alkol aldığında sarhoş olduğu ya da tükettiği içki türü değildir. Alınan miktar önemlidir. Bir standart içki 33cl bir kutu bira, bir kadeh şarap ya da bir tek rakıya tekabul eder.

 

Makul sayılabilecek derecedeki alkol tüketimi erkekler için günde 2 standart içki, kadınlar içinse günde 1 standart içki kadardır. Düşük risk içeren alkol tüketimi ise erkekler için günde en fazla 4 standart içki; kadınlar içinse günde en fazla 3 standart içkidir.

 

Erkekler için ağır miktarda içme genellikle haftada 15 veya daha fazla; kadınlar için ağır miktarda içme ise haftada 8 veya daha fazla içki tüketimi olarak tanımlanır. Bununla birlikte yaşamsal tehdit içermese de eğer akabinde araç kullanacaksanız, hamileyseniz/emzirme dönemindeyseniz ya da kanser vb. alkolden olumsuz etkilenebilecek hastalıklarınız varsa alkol almak hangi miktarda olursa olsun risklidir. Bu açıdan alkol tüketiminde kişisel değişkenler de dikkatlice ele alınmalıdır.

 

Fazla miktarda alkol kısa zaman dilimi içinde tüketildiğinde buna alkolün “kontrolsüz biçimde aşırı tüketimi (binge drinking)” adı verilir. Kandaki alkol konsantrasyonunun seviyesinin 0.08%’in üzerine çıktığı miktarda bir tüketim söz konusudur. Erkekler için bu miktar 2 saat içerisinde 5 veya daha fazla içki; kadınlar içinse 2 saat içerisinde 4 ya da daha fazlasıdır.

 

Alkol tüketiminde belirtilen miktarın üzerine çıktığınızda tehlikeli kullanım aşamasına geçmişsiniz demektir. Böyle bir durumda kontrolü yitirerek kötüye kullanım ya da bağımlılığa evrilecek döngüye girmeniz kaçınılmaz olabilir. Unutmayınız ki bağımlılık iradi bir davranış değil biyolojik alt yapısı güçlü bir hastalıktır.

 

Alkolün yoksunluk belirtileri:

Alkol yoksunluk sendromu uzun süredir yüksek miktarda alkol tüketimi olan insanlarda alkol tüketimini durdurduklarında ya da önemli ölçüde azalttıklarında ortaya çıkar ve bir potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir durumdur.

Alkol yoksunluk belirtileri, son içilen içkiden 2 saat sonra başlayabilir ve haftalar boyunca hafif anksiyete ve titremeden delirium gibi ciddi komplikasyonlarla varana kadar sürebilir. Deliryumda ölüm oranının % 1 ila % 5 arasında değiştiği tahmin edilmektedir.

Genel olarak, alkolün yoksunluk belirtilerinin şiddeti kişinin ne kadar süredir ne miktarda içtiğiyle bağlantılıdır.

Bir kişinin içmeyi durdurduktan sonra alkol yoksunluk semptomları genellikle 6 ila 12 saat boyunca görünür. Belirtiler başladığında kişinin hala kandaki alkol seviyesi ölçülebilir iktarda olacaktır. Mnor seviyede belirtiler şunlardır:

  • Titreme
  • Terleme
  • Hafif anksiyete
  • Bulantı
  • Kusma
  • Başağrısı
  • Uykusuzluk.

 

İçmeyi durdurduktan sonra 12 ile 24 arasında, bazı hastalarda görsel, işitsel, veya dokunsal halüsinasyonlar görülebilir. Bunlar genellikle 48 saat içinde biter. Ancak delirum söz konusu olduğunda konfüzyon, ateş ve kalp atışında hızlanma ile devam eder.

 

Alkolün yol açtığı sorunlar:

Yüksek miktarda alkol kullanımı çok sayıda sağlık sorunuyla ilişkilidir. Sıklıkla:

  • Kardiyovasküler hastalıklar
  • Yüksek kan basıncı
  • Siroz vb. karaciğer hastalıkları
  • Pankreas iltihabı
  • Kanser (özellikle karaciğer, gırtlak, ağız ve kolon kanseri)
  • Demans,
  • Wernicke-Korsakoff sendromu,
  • Alkole bağlı nöropati (duyu ve hareketten sorumlu sinir sisteminin dejenerasyonu sonucu ayak ve el gibi organlarda ağrı kramp yanma gibi belirtiler yaşanır)
  • Erektil disfonksiyon
  • Reglin durması,
  • Anksiyete ve depresyon gibi psikolojik hastalıklar ve intihar görülebilmektedir.
  • Hamile kadınlarda alkol alımı sonrası Fetal Alkol Spektrum Bozukluğu ve ani bebek ölümleri yaşanabilmektedir.

 

Sağlık üzerindeki zararların dışında, alkollüyken alınan riskler sonucu istemsiz yaralanmalar, kazalar, yasal sorunlar ve şiddet içeren davranışlarla karşılaşmak olasıdır. Özellikle aile içi şiddetin artması ve yüksek işsizlik oranı alkol kötüye kullanımıyla ilişkilidir.

Alkol zehirlenmesi bilinç kaybına, komaya ya da ölüme sebebiyet vermektedir.

 

Alkol bağımlılığının tedavisi

Öncelikli olarak hastalık belirtilerinin değerlendirilmesi, hastalığa eşlik eden yaşamsal sorunların tespiti, uygun tedavi seçeneklerinin belirlenmesi ve kişiye özgü tedavi planının oluşturulması hedeflenir. Bu tedavi planı hakkında kişi ve ailesi bilgilendirilerek uygun tedaviye yönledirme yapılır.

 

Alkolün yoksunluğu ölümcül olabileceğinden ötürü danışanın durumuna göre psikiyatri uzmanı tarafından ayaktan ya da yatarak tedavi ve detoksifikasyon seçenekleri değerlendirilir. Yatarak tedavi alkolün bedende yarattığı olası deformasyonun çok yönlü olarak araştırılması ve detoks sürecine paralel olarak olası hastalıklara uygun müdahalenin yapılabilmesi açısından faydalıdır. Danışanın durumuna bağlı olarak çok yönlü bir değerlendirme ve detaylı bir tedavi planının geliştirilmesi için detoksifikasyon sonrasına kadar beklemek de gerekebilir.

 

Detoks süreci tamamlanan danışan psikiyatristle süren ilaç tedavisine paralel biçimde psikoterapi desteği için de uzman bir psikoloğa yönlendirilir. Ayaktan tedavi gören danışanlar için de ilaç tedavisi ve psikoterapiyi bir arada yürütmek ayıklığı sürdürebilme adına en uygun seçenektir. Neticede, etkili bir tedavi kişinin yeni bir başlangıç için taahhütte bulunmasına, değişme motivasyonunu korumasına, değişime dair gerçekçi bir plan geliştirmesine ve bu planı devreye sokmasına yardımcı olur. Sadece alkolü bırakmak ya da detoksa girmek otomatik olarak bu sonuçları doğurmaz. Detoks, ilaç tedavisi ve psikoterapi kişinin yeniden inşaasının saç ayağını oluşturur.

 

Size özel tedavi Programı İçin

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN