Bu yüzden sık görülen bir eşleşmedir “fedakar/verici” ile “duyarsız/bencil”. Daha az fark edilense; karşısındakinin ihtiyaçlarını görmeyen kişinin körlüğünden çok, kendi ihtiyaçlarını görmeyenin kendine körlüğü. Kendi varlığını kurban ederken kurban edilmeme beklentisi. Bi’umut.
Kendi varlığını yok sayanı çoğu zaman biz de görmüyoruz. En duyarlı insanın bile daha az duyarlı davrandığı kişi o. Hep orada, bir umut bekleyen. Kronikleşmiş bir fedakar, başkalarının ihtiyaçlarını anlama yetisinden yoksun ya da o yanını geliştirmemiş kişi içinse bulunmaz nimet.
Bizi yatıştıran ya da merkezleyen şeyleri keşfettikçe ve kendi kendimize pratik ettikçe, dışarıdan destek almaya ihtiyacımız olduğu anlarda, beklentilerimizi net ve açık biçimde dile getirme şansımız artıyor. Sabit birine mecburiyetimiz azalırken, kendi sabitimiz oluyoruz.